Kendi vücudunda bir kitle fark eden Henrietta Lacks, John Hopkins Hastanesi’ne başvurur. 

Doktor, Henrietta’nın tümörünün daha önce görülen hiçbir tümöre benzemediğini söyler. Tümörden bir parça alınır ve bu parçanın bir bölümü aynı hastanede çalışan Dr. George Gey’e gönderilir.

Henrietta rahiminden başlayıp tüm vücudunu saran kanser ile mücadele ederken, bir yandan George Otto Gey, Henrietta’nın hücrelerini ondan habersiz laboratuvardaki kültür ortamında çoğaltmaya çalışmaktadır. 

Asistanıyla beraber geliştirdikleri Roller-Drum tekniğiyle bu hücrelerden kültür üretmeyi başarırlar. Kısa süre sonra George Otto Gey bu hücrelerde ilginç bir özellik olduğunu keşfeder. 

Normalde, insan hücre kültürleri, senescence (biyolojik yaşlanma) adı verilen bir işlemle belirli sayıda hücre bölünmesinden sonra birkaç gün içinde ölür.

Ancak Henrietta’nın hücreleri adeta ölümsüzdür, şaşırtıcı bir hızda çoğalmaya devam etmektedirler. George Otto Gey bunun öneminin kısa zamanda fark eder.

Otto ve asistanı ürettikleri hücre kültürüne Henrietta Lacks’ın isim ve soyadının ilk ikişer harfini kullanarak HeLa adını verirler. HeLa hücreleri ölümsüz ilk insan hücre dizisi ünvanını alır.

Ancak Henrietta Lacks’in kendisi 1951’de kanseri nedeniyle hayata gözlerini yummuştur. 1953’te Theodore Puck ve Philip Marcus HeLa‘yı klonlamış, hücreler diğer araştırmacılara ücretsiz olarak bağışlanmıştı.

HeLa hücreleri çok sayıda tıbbi buluşa ve 10 binden fazla patente öncülük etti. Hatta, 1960’larda uzaya dahi gönderilmiş, bilim insanları yerçekimsiz ortamda hücrelerin daha hızlı bölündüğünü keşfetmişti.

Günümüzde HeLa hücreleri araştırmalar için hâlen kullanılmaktadır. Öte yandan, HeLa hücreleri etiksel kaygılara neden olmuştu. Henrietta Lacks‘e kanser hücrelerinin araştırma için kullanılacağı bilgisi verilmedi.

HeLa hücrelerinin popülerleşmesinden yıllar sonra, bilim insanları Lacks ailesinin diğer üyelerinden örnekler aldı, ancak testlerin amacını yine açıklamadılar.

HeLa hücreleri, zamanla biyoetik tartışmalarının odak noktası oldu. HeLa hücrelerinin önayak olduğu bu biyoetik tartışmalar, günümüzde hâlen devam etmektedir.

George Otto Gey’in kurucu üyesi ve ilk başkanı olduğu Tissue Culture Association (Doku Kültürü Birliği), 1993’te isim değişikliğine giderek günümüzde Society for In Vitro Biology (Laboratuvar Biyolojisi Topluluğu) adı altında faaliyet göstermektedir. 


0 yorum

Bir yanıt yazın

Avatar placeholder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir