İpuçlarında bahsedilen kişi Çanakkale’nin Hisarlık bölgesinde Truva’yı keşfeden Heinrich Schliemann idi. Heinrich Schliemann, çocukken babasının ona anlattığı Homeros’un hikayelerinden etkilenmiştir.
Otobiyografisinde anlattığına göre 7 yaşındayken bir gün Homeros’un İlyada destanında adı geçen İlios kentini (Truva) kazıyıp keşfedeceğine dair babasına söz vermişti.
Uzun yıllar ticaretle uğraştıktan sonra 36 yaşına geldiğinde kendisini ve tüm mal varlığını Truva’yı keşfetmeye adamıştır.
İlyada’yı defalarca okuyan Heinrich Schliemann, Frank Calvert’in de yönlendirmesiyle beraber 1871-1874 yılları arasında Çanakkale’de bulunan Hisarlık bölgesinde büyük çapta kazılar gerçekleştirmiştir.
Bu kazı çalışmaları ülkemiz sınırları içerisindeki ilk arkeolojik kazı çalışmaları arasında gösterilmektedir.
Heinrich Schliemann kazı çalışmaları sonucunda keşfettiği Troy II dönemini İlyada’da anlatılan Troy olarak kabul eder ve bu dönem tabakaları arasında ünlü Priamos Hazinesi’ni bulur.
Schliemann eşiyle beraber bu hazineleri Yunanistan’a kaçırmış, hatta dönemin Osmanlı hükümeti tarafından kendisine dava da açılmıştır.
Heinrich Schliemann Troya’dan kaçırdığı hazineleri ölümünden önce Berlin Ulusal Müzesi’ne bağışladı.
II. Dünya Savaşı sonrasında Berlin’i yağmalayan Ruslar bu hazineleri de ele geçirdi ve ülkelerine götürdü. Günümüzde bu hazine Puşkin Müzesi’nde sergilenmektedir.
Heinrich Schliemann, kimileri tarafından çocukluk hayalinin peşinden ilerleyip Truva’yı keşfeden ilk kişi olduğu için bir arkeoloji kahramanı olarak görülse de kimileri tarafından da kazı çalışmaları sırasında çevrenin tahrip edilmesi ve tarihi eserlerin yurt dışına kaçırılması gibi nedenlerden dolayı bir suçlu olarak görülmektedir.
Schliemann 1880 yılında, bünyesinde Thomas Jefferson, John Adams, Theodore Roosevelt, Bill Clinton gibi Amerika Birleşik Devletleri başkanlarını da barındıran American Antiquarian Society (Amerikan Antikacılar Topluluğu) adlı topluluğun üyesi olarak seçilmişti.
Bahsedilen topluluğun 1 Mart 2021 tarihli verilere göre resmî Instagram hesabının kırk bin beş yüz (40.5 bin) takipçisi bulunmaktadır.
Heinrich Schliemann, 1822 yılında Alman Konfederasyonu’na bağlı Neubukow kasabasında dünyaya gelmiştir.
Slavca’da Bukov, “kayın ağacı”na verilen addır. Neu ise new (yeni) anlamına gelir. Yani Neubukow kelimesi, kayın ağacından türetilmiş ve“yeni kayın ağacı” anlamına gelmektedir.
Neubukow’un armasında da kayın ağacını görebilirsiniz. Schliemann, 1890 yılında Napoli, İtalya’da kolesteatom adlı kulak rahatsızlığı nedeniyle hayata gözlerini yummuştur.
Ölümünden sonra naaşı, arkadaşları tarafından Yunanistan’a götürülmüştür. Onun anısına yapılan lahit, Atina Birinci Mezarlığı’nın en görkemli lahitlerinden biridir.
Çocukluk yıllarında yaşadığı ev, ölümünden 90 yıl sonra 1980 tarihinde Heinrich Schliemann anısına, biyografik bir müze hâline getirilmiştir. Bu müze Almanya’da yer almaktadır.
2006 yılında piyasaya sürülen, yazar Peter Ackroyd tarafından kaleme alınan Troya’nın Düşüşü adlı kitapta Truva’nın peşinde koşan bir arkeologun hikayeleri anlatılır.
Bu arkeolog takıntılı, içgüdüleriyle hareket eden, romantik bir hayalperesttir.
Bu kurgusal karakterin adı Heinrich Obermann idi. Tahmin edilebileceği üzere Peter Ackroyd bu karakteri yaratırken Heinrich Schliemann’dan esinlenmiştir.
Eserlerinde mekân duygusu uyandırmak konusunda büyük bir usta olan Peter Ackroyd, Troya’nın Düşüşü’nde bu şehri kanlı canlı gözlerimizin önüne getiriyor.
Kitap, Obermann’ın hayran olduğu kadim metinler gibi: hem gerçek, hem kurmaca… Peter Ackroyd’un özgeçmişinde birçok ödül görebilirsiniz.
Bu ödüllerden biri, 8. İpucunda bahsedilen Somerset Maugham Ödülü (Somerset Maugham Award) idi.
Bu ödül, kendi döneminin en ünlü yazarlarından biri olan William Somerset Maugham’ın adını taşımaktadır.
0 yorum