[padding right=”15%” left=”15%”]
Boş tabureden kitap önerileri. Aşağıda okuduğunuz, okuma listemizde yer alan kitaplar hakkında bilgiler paylaşıyoruz. Ayrıca unutmayın “Okumak, telefonuzun şarjını uzatır.” Keyifli okulamalar dileğiyle…
Puslu Kıtalar Atlası – İhsan Oktay Anar, 1995
Bu kitap İhsan Oktay Anar’ı başka bir deyişle Uzun İhsan Efendi’yi tanımama sebep olan kitaptır. Yazarın kitaplarında genellikle eski Türkçe havası var ama kolayca anlıyorsunuz yani üslubu harika.
Dili belki ağır gelebilir ama sabırla okudugunuzda sizi maceradan maceraya sürükleyen, acaba ne olacak düşüncesiyle bir çırpıda kitabı bitirmenize sebep olacak olaylar örgüsü ile dopdolu bir roman olacak kanısındayım. İşte kitapdan beni etkileyen bir kaç alıntı;
Kitap linki için tıklayınız.
Konusu
Dünyayı gezmek yerine rüyaya yatarak Dünya Atlası’nı çıkarmaya çalışan Uzun İhsan Efendi’nin zihninde yaşanan olayları konu alan bir roman.
Puslu Kıtalar Atlası’nın merkezinde yer alan Bünyamin’in başından geçen olayları anlatırken yan karakterlerin; Alibaz Efresiyab’ın çeteciliği, Ebrehe’nin zekice oyunları, Hınzıryedi’nin kurnazlığı’nın da birbiri ile ilişkilerinin çok iyi bağlanması ustaca bir şekilde anlatılıyor.
Kitaptan Alıntılar
– Git ve benim göremediklerimi gör, benim dokunamadıklarıma dokun, sevemediklerimi sev ve hatta, bu babanın çekmeye cesaret edemediği acıları çek. Dünyadan ve onun binbir halinden korkma.
– Yaşanılanlar, görülenler ve öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun, macera insanoğlu için büyük bir nimetti. Çünkü dünyadaki en büyük mutluluk, bu dünyanın şahidi olmaktı.
– “Düş görüyorum” dedi. “Düş gördüğümden şüphe edemem. Düş görüyorum, öyleyse ben varım. Varım ama ben kimim?”
– Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. Acıyı, susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı.
Dünyaya olan kayıtsızlıkları bazan o kerteye varıyordu ki, kendilerine altın ve gümüşten, zevk ve safadan, lezzet ve şehvetten bir alem kurup, keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardı.
– Düşündüğüm için ben var değilim, sizler varsınız. Sizler benim zihnimdeki düşüncelerden ibaretsiniz. – Sana karşı hissettiklerimi anlatmama imkan yok. Bir duygu, anlaşılamıyorsa, duygu değildir zaten.
– “Her şey ben ve benim düşüncelerimden ibaret olsa da bu dünyada yaşamak zevkli bir şey.” diyordu, “Sen! Oğlum! Sen benim zihnimde bir düş, bir düşüncesin. Bana şu anda dokunuyorsun. Ama ben sana dokunamıyorum. Çünkü düşlere dokunmak mümkün olabilir mi?”
– Hangimiz düş ve hangimiz gerçek? Düşünüyorum, o halde ben varım. Düşünen bir adamı düşünüyorum ve onun, kendisinin düşündüğünü bildiğini düşlüyorum.
Bu adam düşünüyor olmasından var olduğu sonucunu çıkarıyor. Ve ben, onun çıkarımının doğru olduğunu biliyorum. Çünkü, o benim düşüm. Var olduğunu böylece haklı olarak ileri süren bu adamın beni düşlediğini düşünüyorum. Öyleyse, gerçek olan biri beni düşlüyor. O gerçek, ben ise bir düş oluyorum.
– Buna göre ölüler nasıl ki ışığı görmezlerse, yaşayanlar da karanlığı ölüler kadar iyi göremezlerdi. Ne var ki uyku, ölümün kardeşi olduğu için, uyuyan birisi karanlığı, sözgelimi gözlerini kapatmakla yetinen birinden daha mükemmel görebilirdi.
Suskunlar
Kusur benim imzamdır. Bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı.
Suskunlar- İhsan Oktay Anar
“Başlangıçta sükût var idi. Ve her yer karanlık idi. Ve Yaradan Yegâh makamında terennüm eyledi. Ve bu ışıltılı nağme ile etraf nûr oldu. Ve nağme boşlukta yankılanıp geri döndü. Ve Yaradan, bu Yegâh nağmenin güzel olduğunu gördü.” Yazar, romanın, kişilerin, mekânların ve olayların yaratıcısı olarak ‘Yegâh’ bölümüyle başlamış hikâyesini anlatmaya…
2 yorum
Ebru · 20 Aralık 2019 2:03 pm tarihinde
Merhabalar
Kitap önerilerinden oluşan faydalı yazınız için teşekkür ederim. Önermiş olduğunuz kitapları not ettim, umuyorum ben de bu kitapları okuyacağım.
İzninizle, sadeleşme üzerine kitap önerilerinden oluşan blog yazımı sizlerle paylaşmak isterim: https://www.tarz2.com/sadelesme-uzerine-kitap-tavsiyeleri
Keyifli okumalar dilerim.
Bostabure · 20 Aralık 2019 3:08 pm tarihinde
Merhaba Ebru Hanım,
Güzel yorumunuz için teşekkür ederiz. En kısa zamanda yazınızı okuyup yorumlarımızı ileteceğiz. Blogunuzda başarılar dileriz.